150 SORUYLA EVLİLİK OKULU

Aileyi genel ifadeyle anlatmak istersek, aile yer yüzüne serpilmiş birer inci taneleri gibidir. diye İnci tanelerini incelediğimizde bazısı eğri, bazısı daha sivri, yamuk, daha yuvarlak, daha parlak ya da daha mat veya siyaha yakın renkte olabiliyor İnci tanelerini ailelerle eşleştirirsek aile yapısına balkıdığında veriler aynı, ama tek tek incelendiğinde ailelerin ne kadar farklı olduğunu görürüz.

Örneğin bir ailede, aynı ortamda büyümüş kardeşler her biri ayrı ayrı yuvalarını kuruyor ve çoğu zaman bir kardeşin yaşamı diğerine uymuyor. Çok farklı hatta uç olabiliyor.

Bu da bizim neden evlendiğimizin ve beklentilerimizin neticesidir. Bu durum her insanın farklı karakter ve kişilik yapısına sahip olmasıyla alakalıdır.Kültürel normların ve ailede yetiştirilirken verilen programların hayata bakış açımız üzerinde etkisi çok büyük. Kişi aldığı bu programlarla evlilikle ilgili kendine has bilgi donanımını oluşturuyor. Burada önemli olan o bilgileri de birleştirerek evlilikte ne istediğimizdir.

Neden evleniyoruz sorusunu insanlara sorduğumuzda geniş kapsamlı yanıtlar veriliyor. Mutlu olmak, huzurlu olmak, anne ve baba olmak, neslin devamı ve kendimize ait bir yuvamızın olması. Buna benzer birçok istek dolu cümleler kuruluyor. Aileyi oluşturan var eden iki cinsin bir araya gelerek kuracakları çatının sağlam olabilmesi için öncelikle kişilerin ruhsal, fiziksel ve zihinsel olarak hazır olması gerekiyor. En önemli noktalardan bir tanesi de budur. Ruhsal, fiziksel ve zihinsel gelişimini belli bir düzeye getirebilmiş bir kişi bu üç özelliği kullanarak sorumluluk alabiliyor, paylaşabiliyor ve iletişim konusunda aktif bir yapıya sahipse evliliğe adım atabilir demektir. Bunlardan bir yada bir kaçı eksik kaldığı zaman temel sağlam oluşturulmadığı için de ileride problemler yaşanabiliyor.

Nasıl inci alırken incilerin kendilerine has özel olduklarını biliyor ve ona göre seçiyorsak evleneceğimiz kişiyi de biz seçiyoruz. Yüzeysel verilerden çok iç dünyadaki verilere bakabiliyor ve analiz yapabiliyorsak bilinçli aile olmak için doğru adımlar atmış oluyoruz.

Mutluluk satın alınmıyor, birileri size paketleyip sunmuyor. Al bu mutluluk istediğin gibi kullan da denilmiyor. Türk filmlerindeki gibi de değil. Mutluluğu hep karşı taraftan bekliyoruz ve beklentimiz bir ömür boyu devam ediyor. Bir bakıyoruz ki hayat tükeniyor ve beklediğimizi hala yaşayamıyoruz. Mutluluk bir eylemdir. Karşılıklı yapılması gereken bir emektir. Mutluluk emek verilmeden alınamayanlardandır. Atalarımızın ifade ettiği gibi “ne ekersen onu biçersin”. Mutluluk için neyi ne kadar yapabiliyorsak o kadarını biçebiliyoruz.

Yakında sizlerle buluşacak ve masa üstü kitabınız olacak ‘150 soruyla evlilik okulu’ kitabı, sizlerin merak ettiğiniz, çözümleyemediğiniz, aile kurarken neyi nerede yapmanız gerekiyor, bir aile nasıl olmalı, aile olmayı hedeflendirirken nasıl planlamalar yapılmalı, kişisel gelişimimizi daha nasıl etkin hale getirebiliriz, kendimizi karşımızdaki insana nasıl anlatmalıyız, iletişimimizi nasıl kaliteli hale getirebiliriz, öylesine evlenmiş olmak için değil de gerçekten mutluluk ve huzur için neler yapılması gerektiği ile ilgili anahtar formülleri içeriyor.

Ben bu 150 soruyu evlenmeden önce eşime sordum, bana verdiği yanıtlar ve kendi hayatımızdan örnekler vererek sizlerin hayatına güçlü ışık tutarak yolunuzu açmanıza yardımcı olabilecek elinizden düşürmeyeceğiniz, hap gibi kullanacağınız danışma kitabınız olacak. Kitabı okuduğunuzda hiçbir şeyin geç olmadığını, yapılabilecek birçok şey olduğunu anlayacak ve eyleme geçeceksiniz. Birileri mutlu olmayı başarabilmişse, yapabilmişse sizde bu kitaptaki verileri modelleyerek başarabilirsiniz. Bize ve model ailelere ülkemizin çok ihtiyacı var. Hepimiz örnek kişiler olabilecek ve örnek aileler kurabilecek potansiyele sahibiz. Evli olanlarda yuvalarını yeniden yapılandırmaya başlayacak ve model aileler olacak sizlerle kitapta buluşmak benim için çok şey ifade edecek.

Çünkü artık hayatınız değişecek.