Fatma TAŞ


Aile Danışmanı, Davranış Bilimci, Psikoloji (Yüksek Lisans) , Yazar, Kişisel Gelişim Danışmanı, NLP Eğitmeni, Yaşam Koçu ve şirketin kurucusudur.

İLGİ EĞİTİM DANIŞMANLIK

Fahrettin Kerim Gökay Caddesi Çamtepe Sokak No:2 Kat:5 Daire:13 Corner Palas Apt.  Göztepe/Kadıköy  İSTANBUL Tel: 0216 567 69 80 Email: bilgi@ilgidanismanlik.com

Din, Gelenek ve Modernite Bağlamında Bir Değer Olarak Aile

27.11.2010 ANTALYA (KADİP) - Yaklaşık iki yıldır hazırlığı süren ve 5 kıta, 50 ülkeden 600'ün üzerinde akademisyenin katılımıyla gerçekleşen “Din, Gelenek ve Modernite Bağlamında Bir Değer Olarak Aile” konferansının ardından manifesto gibi bir bildirge yayınlandı.    

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın (GYV) bünyesinde yer alan Kültürlerarası Diyalog Platformu (KADİP), Kadın Platformu ve Diyalog Avrasya Platformu’nun (DA) ortaklaşa organize ettiği konferansa katılan akademisyenler, yi din, gelenek ve modernite bağlamında bir değer olarak masaya yatırdı.

Özenle hazırlanmış tebliğlerin her birinin bir konferans konusu olabilecek çapta derinliği ihtiva ettiği gözlemlendiği Aile Konferansı’na yoğun bir ilgi vardı.

Doç. Dr. Ayşen Gürcan başkanlığında gazeteci yazar Ali Bulaç, Prof. Dr.  Allan Carlson, Prof. Dr.  Naci Bostancı, Prof. Dr.  Thomas Michel, Prof. Dr.  Stephan Martin Kampowski ve GYV Başkanı Mustafa Yeşil gibi değerli isimlerin yer aldığı deklarasyon komitesi konferansa katılan bütün akademisyenlerin görüşlerini alarak ortak bir bildirge hazırladı.

Konfeans sonrası katılımcı akademisyenlerin çoğunluğu tarafından onaylanan deklarasyonda “Tüm ulusların yeni nesillerinin sağlıklı, verimli ve sevgi dolu yetişmeleri için doğal ailenin yapısının erkek ile kadının evliliğine dayandığına inanıyoruz,” ifadesine yer verildi.

“Tüm ulusların genç nüfusa ihtiyaç duyduklarını göz önünde bulundurarak doğal evliliklere dayalı çocukların çoğalmasını destekliyoruz,” denilen deklarasyon metninde, “Din, gelenek ve hukuk yoluyla kurumsallaşan evliliklerin ve bu evlilik ortamında yetişen nesillerin sağlıklı ve verimli olacağına inanıyoruz. Bu bağlamda bir kurumsallaşmayı destekliyoruz,” görüşlerine de yer verildi.

“Din, Gelenek ve Modernite Bağlamında Bir Değer Olarak Aile” başlıklı konferansın sonuç bildirgesinin tam metni şu şekilde:

Antalya Aile Konferansı Sonuç Bildirgesi  

26-27 Kasım 2010 tarihleri arasında Türkiye, Antalyada’da düzenlenen ve 50 ülkeden  akademisyen, aktivist ve sivil toplum  kuruluşlarının temsil edildiği “Din, Gelenek ve Modernite Bağlamında Bir Değer Olarak Aile” konulu Uluslarası Aile Konferansı’nın katılımcıları olarak bizler;

Tüm ulusların yeni nesillerinin sağlıklı, verimli ve sevgi dolu yetişmeleri için doğal evliliklere dayalı çocukların çoğalmasını destekliyoruz.

Din, gelenek ve hukuk yoluyla kurumsallaşan evliliklerin ve bu evlilik ortamında yetişen nesillerin sağlıklı ve verimli olacağına inanıyoruz. Bu bağlamda bir kurumsallaşmayı destekliyoruz.

Ailenin korunmasında en büyük role sahip dini motivasyonları önemsiyor ve bu konuda bütün kültür ve dinlerin ortak stratejiler geliştirmelerini destekliyoruz. Buna bağlı olarak din temelli nikahın küçümsenmesini ve meşru sayılmamasını eleştiriyoruz.

Devlet politikalarının, Ailenin korunması yönünde azami çaba göstermelerini destekliyor ve sivil toplum kuruluşlarının devlet politikalarını yönlendirici çalışmalar yapmalarının gerekliliğine inanıyoruz.

Neslin korunması esasına dayalı olarak boşanmayı azaltacak her türlü tedbirin hayata geçirilmesini gerekli görüyoruz.

Aile içi şiddetin önlenmesi adına sivil toplum örgütlerinin ve devlet organlarının beraber çalışmalar yapmasını destekliyoruz.

Aile içerisinde kadının saldırgan bir dille şiddete maruz kalıp evden ve evlilikten soğutulmasını esefle karşılıyor ve bu durumun giderilmesi adına devletin ve sivil toplumun önlemlerini destekliyoruz.

Aile ve evlilik eğitiminin devlet tarafından örgün eğitime konulmasını talep ediyoruz. Bu konuda şimdiye kadar yapılan sivil toplum çalışmalarının devlet organları tarafından desteklenmesini savunuyoruz.

Yaşanılan mekânların bireysel hayatı değil, aile hayatına uygunluğunu özendiren yapılar olmasını destekleyen devlet politikalarını savunuyoruz.

Çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişiminin korunması adına medya araçlarının aileyi tehlikeye atacak yayınlar yapmamasını, evlilik birliğini tehdit altına  alan cinselliğin önlenmesini talep ediyoruz.
Yine çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişiminin korunmasında yaygın ve örgün eğitim kurumlarındaki uğuşturucu gibi kötü alışkanlıkların önlenmesi adına yapılacak çalışmaları destekliyoruz.

Ailelerin çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmelerine imkan sağlayan iş düzenlemelerini destekliyoruz.

Nesiller arası çatışmanın önlenmesi için çekirdek aileyi oluşturan anne, baba ve çocukların ötesinde, büyükanneler, büyükbabalar, halalar, teyzeler, amcalar ve kuzenlerin oluşturduğu geniş ailelerin iletişimini ve irtibatını önemsiyor, korunması için sivil toplumun ve devletin gerekli önlemleri almasını talep ediyoruz.

Modernitenin kaçınılmaz sonuçları olan kentleşme, sanayileşme, göç, savaşlar, salgın hastalıklar ve bencil bireycilik düşüncesinin  derin aile bağlarını zayıflatmasına karşılık her ulusun onu ulus yapan manevi değerlerine yeniden dönmeleri ve böylelikle aileyi yeniden yapılandırmanın gerekliliğini savunuyoruz.

Yine modern çağın kaçınılmaz sonuçlarından biri olan çekirdek aileyi, geniş aile ile olan ilişkilerini azami derecede güçlendirerek  “Geniş aile ile ilişik çekirdek aile” modelini özendirmeliyiz.

Tüketim kültürünün ağırlıklı olarak kadın üzerinden teşvik edilmesini, kadın bedeninin reklam, tanıtım, sözde sanat, eğlence, televizyon, yazılı basın ve  magazinde bir meta, cinsel bir obje gibi kullanılmasını kınıyor ve bu hususta  gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.

Kentlere göçün önlenebilmesinde ailelerin ekonomik şartlarının düzeltilmesine yönelik çalışmaların desteklenmesini savunuyoruz.

Yaşam dönemlerinin başlangıç, gelişme ve bitiş safhalarında savunmasız olan insanların özellikle yaşlıların hayat haklarının korunmasını destekliyoruz.
Ulusların en büyük problemleri olan yoksulluk, çatışma ve eğitimsizliğin çözümünde sağlıklı doğal ailenin yeniden yapılandırılmasının büyük rol oynadığına inanıyoruz.

Kürtajı önleyen ve azalan doğum oranlarının artmasını sağlayan politikaları ve projeleri destekliyoruz.

Çocukları destekleyen tüm Sağlık, eğitim , sosyal, kültürel ve hukuksal kuruluşları destekliyoruz. Çocuk pornografisi ve genel olarak erotizm ile pornografinin kanıksanır hale getirilmesini kınıyor ve gereken tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.

Cinselliğin aşırı bir şekilde vurgusunun cinsel sapmalara yol açabileceği gerçeğinden hareketle, çocuklarımızın psikolojik gelişiminin sağlıklı işleyişi açısından  cinsel eğitim konularının (sağlıklı cinsel yaşam,kendine hakim olma, ilişkide sadakat v.b.) ailenin içinde uygun zaman ve zeminlerde ele alınmasını ve verilmesini destekliyoruz.

Eşcinsellik ve Aile içi zina (ensest)ya karşı yeterli tedbirlerin alınmasını talep ediyor, her toplumu tehdit eden bu hastalıkların önüne geçmek için elbirliği ile çalışılmasını destekliyoruz.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde belirtilen “Aile, toplumun temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunur” ifadesini onaylıyor ve kabul ediyoruz.

Bu sonuç bildirgesi konferansa katılan akademisyen, aktivist ve sivil toplum  kuruluşlarının temsilcilerinin çoğunluğunun fikirlerini yansıtmaktadır.